Posted on :: Tags:

Post-Covid Monologları#3: Yarını Kaçırmak

Bugün günlerden 5 Ocak 2021, uyandığımdan beri projeler, ödevler ve derslerle boğuşuyorum. Peki ya sen? Sen ne yaptın bugün, ev temizliği, dizi, oyun, kitap, belki de sen de yazı yazıyorsundur?

Her gün, yaklaşık 16 saatlik bir maratonun içinde yorgun, bitmiş bir halde yaşıyoruz. Sorumluluklarımız, isteklerimiz, ihtiyaçlarımız bizi kontrol altına alıyor, içinde bulunduğumuz durumdan başka herhangi bir konuyla ilgilenmemizi imkansız hale getiriyorlar. Başımızı kaldıracak bir boşluk bulduğumuzda bir kenara yığılmak istiyoruz.

Tüm bu hengamede farkında olmadığımız en büyük şey ise, aslında bugünü yaşamaya çalışırken yarını kaçırıyoruz.

Yıllardır duyduğumuz bir söz vardır, “Carpe Diem”, “Seize the day”, “Anı Yaşa”.

Ünlü Romalı şair Quintus Horatius “Horace” Flaccus’a atıf edilen bu söz, sıklıkla geçmişi düşünerek kendini üzmek ya da gelecek için kaygı duyarak endişelenmek yerine, bulunduğu anın tadını çıkarmaya ve mutlu olmaya odaklan anlamında kullanılır.

İçinde bulunduğumuz durumda yaşadığımız sıkıntı ise çok daha farklı, ne dünü düşünecek, ne de yarın için endişelenecek vaktimiz var. Toplumun üzerimize yerleştirdiği o kadar farklı yönden o kadar çok yükle boğuşuyoruz ki, karakterimizin en temel yapı taşlarını oluşturan “Ben kimim?”, “Neden yaşıyorum?”, “Hayat amacım ne?” gibi soruları sormuyoruz, akışın içinde kaybolmuşuz, ilerliyoruz.

Neyi sevdiğimizi bilmiyoruz, kime güvendiğimizi bilmiyoruz, kendimizi tanımıyoruz, tanıyamıyoruz. İçinde yaşadığımız toplumun da etkisiyle tüketim kültürünün büyüsüne kapılıyoruz, mutluluğu tüketerek elde etmeye çalışıyoruz, her aşamada sadece daha fazlasına sahip olmayı hedefliyoruz.

Oysaki, bir dakika düşünsek, kendimize sorsak, aynada kendimize baksak ve desek ki;

“Ben neden yaşıyorum, neyi seviyorum, beni ne ya da kim mutlu ediyor?”

Belki de mutluluğun ne kadar basit, ne kadar temel, ne kadar kolay olduğunu göreceğiz. Ve “yarın” buna göre uyanacağız, planlarımızı buna göre kuracağız, hayatımızı buna göre devam ettireceğiz.

Kendimize vakit ayırmak, kendimizi tanımak gerek, her şeyden daha önemlisi, sormak gerek, neden yaşıyorum?

Belki dünü kaçırdık, bugünü de kaçırıyoruz, yeter ki yarını kaçırmayalım.